“2-8 Kasım Lösemili Çocuklar Haftası” kapsamında Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde etkinlik düzenlendi.
Koordinatör Başhekim Prof. Dr. Nurettin Yiğit, etkinlikte yaptığı konuşmada, bu haftanın özellikle lösemili çocuklara adandığını söyledi.
Farkındalık haftaları sayesinde birçok hastaya erken teşhis konulduğunu ve teşhis konduğunu belirten Yiğit, bu çalışmalar kapsamında yapılan tedavilerde güzel sonuçlar aldıklarını vurguladı.
Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nin 3 yıllık genç bir hastane olmasına rağmen bu yıllara pek çok hizmet sığdırdıklarını anlatan Yiğit, şöyle devam etti:
“Şu anda 11 milyona yakın hastaya sağlık hizmeti vermiş olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. En önemli ve değerli varlıklarımız çocuklar. 8 hastanemiz var ve en büyük hastanemiz Çocuk Hastanesi. Çocuk binamızda sadece 600 yatak var. Biz Türkiye’de ender işleri yapmayı seviyoruz. Çocuklarımız için bu hastaneyi seçtik. Burayı yaşam alanı haline getirmeyi başardık. Sinema, tiyatro gibi etkinliklerin yanı sıra okula gitmelerini de sağlıyoruz. Hastane okulumuz var. En büyük özelliğimiz Çabamız onların burada geçirdikleri zamanı doğal bir yerleşim ortamına dönüştürmektir. Bizden sonraki nesillerin sahipleri olduklarını, onlara ne kadar büyük bir katkı sağlayacaklarını biliyoruz. “Biz de katkıda bulunabileceğimize inananlar arasındayız.” Eğer yapabilirsek ülkemizin geleceği.”
“Her zaman umutlu ve güçlü ol”
Programda açılışın ardından iyileşen hastaların video mesajları yayınlandı.
Lösemiyi yenen 23 yaşındaki Cenk Akkoç, 7 yaşındayken kendisine lösemi tanısı konulduğunu, hastalığın ilk belirtilerini göstermeye başlayınca ailesinin kendisini doktora götürdüğünü söyledi. Lösemi tanısı konulduktan sonra 8-10 ay hastanede kaldığını belirten Akkoç, yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Kemoterapi tedavisi görmeye başladım ve saçlarım döküldü. Zor bir süreçti. 8 yaşımda hastaneden çıktım. 13 yaşımda ilaçlarım kesildi. Son muayene yapıldı. Her şey kontrol edildi. Daha sonra Yavaş yavaş hayata doğru ilerlemeye başladım. Artık kendi hayatımı kurmaya ve kendi ayaklarım üzerinde durmaya çalışıyorum. “Umudunuzu kaybetmeyin, her zaman güçlü olmaya çalışın. Aile desteği özellikle değerlidir. Ailemin ve öğretmenlerimin sayesinde lösemiyi yenmeyi başardım. Her zaman umutlu ol ve her zaman güçlü ol.”
Konuşmaların ardından Safiye Çakmak ve çocuklar küçük bir konser verdi. Etkinlikte kahkaha yogası ve beyaz maske atma töreni gerçekleştirildi, sağlık çalışanları, doktorlar ve çocuklar balon uçurdu.
Etkinliğe Prof. Dr. Ali Ayçiçek, Doç. Dr. Sibel Akpınar Tekgündüz’ün yanı sıra onkoloji bölümü uzmanları, sağlık çalışanları, lösemiyi yenmiş çocuklar ve yakınlarının da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi katıldı.
